Sayfalar

24 Temmuz 2010 Cumartesi

LOŞ


“Sen bana bir şehrin hüznünden, bir geç kalmışlıktan söz ediyorsun ama…”
Adam sustu. Gözlerini arkasında uzanan kadının aynadaki yansımasına dikti, kadının ayak parmaklarını, bilekleri, beyaz bacak kıvrımlarındaki alınmayı unutmuş tüyleri inceledi. Kadın, yüzüstü uzanmış, bacaklarını ileri geri sallıyordu. Adam, kafasını ellerinin arasına aldı, karnına doğru çekti, az tüylü karnına bakındı. Kadın, uzun uzun sustu; adam incecik ağladı kadının umursamazlığına. Adam sözlerine devam etti:
“ama çok erken her şey için, delirmek için henüz çok genç, çok sakiniz…” . Kadın, yüzüstü döndü, tavana bakarken elini yandaki komidine uzattı. Sarı tütün lekeli ince parmaklarıyla sigara paketini arandı. Dönüp bakmadan el yordamıyla bir sigara çıkardı. Paketten küçük kırmızı çakmağını aldı, tek seferde sigarasını derin bir solukta yaktı. Kafasını çevirip yüzünü içine gömen adama baktı, ardından gözlerini beyaz tavana dikti. Sigara dumanı kirli tavandaki örümcek ağlarına yapışırken kadın sesini ayarlamak için öksürdü. Konuşmak üzere ağzını açıp arkasından vazgeçti. Sigara külleri önce kadının ince beline oradan yatağa döküldü. Bitmek üzere olan sigarasına baktı. Eline bir parça tükürdü, yanan sigarayı suratında boş bir ifadeyle avcunun içine yuvarlayıp bastırdı. Avcundaki sigara izmartini yere atıp elini dağınık beyaz çarşafın içinde gezdirdi. Arkasından yatakta doğrulup yüzünü aynaya kaldıran adama belinden sarıldı. Yüzünü adamın sırtına gömdü, bir elini adamın göbeğinin arasındaki tüylerde bir süre gezdirdikten sonra sonra penisini kirli avcunun içine aldı, yaralı bir kuş severmiş gibi okşadı. Derin bir solukla adamın kokusunu içine çekti. Bir şeyler anlatacak gibiydi fakat sustu. Adam, hiç konuşmayacak gibi duruyordu, kafasını kaldırıp aynaya baktı. Aynadan ne yaparsa yapsın kadının yalnızca bacakları görünüyordu. Adam, kadının küçük bir parçası görünen siyah donuna bakarak “ seni seviyorum” demek için açtığı ağzından ne demek istediği yarım yamalak anlaşılacak şekilde ağlamaklı tiz bir ses çıkardı. Elini penisinin üzerinde gezinen kadının elinin üzerine koydu. Her şeyini koparmak , kadının tüm parmaklarını kırmak istermişcesine olanca gücüyle sıktı. Kadın hiç ses çıkarmadıkça adam daha çok sıkıyordu. Bir anda arkasına dönüp kadını sırtüstü yatağa yatırdı. Elleriyle kadının kollarını açtı. Dudaklarını koparır gibi öpmeye başladı. Ayağıyla yatağın kenarındaki pantolonunu kendisine doğru çekti. Pantolonun arka cebinden bıçağı alıp kadının dişlerinin arasına yerleştirdi. Elini kadının içine soktu. Dört parmağını kadının içinde gezdirirken kanlı et parçalı elini çıkardı. Kadının ağzındaki bıçağı alıp tekrar içine daldırdı. Kadın, tüm sessizliği bozan bir çığlık attı. Beyaz çarşaf kadının kanlarıyla kızarırken, kadın bayıldı. Adam, üstüne yatıp ağlamaya başladı. Bir süre ağladıktan sonra ellerini diliyle ıslatıp kanları beyaz pikeye sildi. Gardırobunu açıp siyah takımını yavaşça çıkardı, yanındaki tekli koltuğa koydu. Dolabın kapağını kapatıp uzun bir süre kahverenginin büyüsüne daldıktan sonra yine aynı yavaşlıkta dönüp siyah takımını giydi. Aynanın karşısına geçip yatağa oturdu. Kendi yüzünü incelerken odanın kapısı çalındı. Adam, kapıyı açtı, aynı kadın içeri daldı güzel bir gülümsemeyle adamın boynuna bir öpücük kondurdu. Adam tepkisizdi, kadına gülümseyip elini tuttu.Kadın önde adam arkada kapıdan çıkarken, adam son bir kez dönüp beyaz temiz çarşaflara baktı. Kapıyı çekip uzun, loş otel koridorunda elele kayboldular.
berfinbinbir.
12.07.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder